Anksiyete (Kaygı Bozukluğu) Nedir?

22 Nis
Buse Duran

   İnsanın bedensel ve ruhsal varlığını tehlikede görmesi sonucu yaşadığı huzursuzluk kişide korku ve kaygıya neden olur. Yaşamı tehdit eden gerçek tehlike karşısında hissedilen duygu korku olarak adlandırılmaktadır. Nedeni belli olmayan, ortada hiçbir somut tehlike olmamasına karşın kişinin yaşadığı huzursuzluk, tedirginlik hali ise kaygı (anksiyete) olarak adlandırılmaktadır.

   Kişinin o anki yaşantısında var olan dış tehlikeye karşı gösterilen, tehlike ile orantılı ve başkalarınca olağan karşılanan tepkiler nesnel (durumluk) kaygıdır, (korkudur). Kişinin daha önceki yaşantılarından kaynaklanan, nedeni belli olmayan öznel bir duruma ya da gerçekleşeceği ya da gerçekleşmeyeceği belli olmayan belirsizliklerin olduğu durumlara karşı gösterilen tepki nevrotik (sürekli) kaygıdır.

   Kaygının ve korkunun yerleşmesinde, bakım verenlerin, çocuğun model aldığı yakınlarının, sosyal çevresinde var olan kişilerin, öğretmenlerin, okul yaşantılarının önemi büyüktür. Çocukluktan itibaren bireyler bir yandan ödül ve ceza yaklaşımı ile hissettikleri duyguları adlandırmayı öğrenirler. Yaşadıkları durumlarla ilgili düşünce ve davranışlarını nasıl ve nerede ifade edebileceklerini ya da edemeyeceklerini, nasıl gözardı edeceklerini öğrenirler ve pekiştirirler. Çevrelerinde onların güvenliğini sağlamaktan sorumlu olan, bakım verenlerin güvensiz ve aşırı kaygılı olması, çocukların var olan durumlardan daha fazla korkmasına, kaygılarının daha çok artmasına; aynı zamanda fizyolojik ve ruhsal sorunların artmasına neden olur. Bu yüzden çocukların, ergenlerin, hatta yetişkinlerin aşırı stresten, korku ve kaygı verici durumlardan korunması gereklidir.

   Anksiyete nedenleri henüz kesin olarak bilinmemektedir. Ancak travmatik olayların ve genetik yatkınlığın anksiyete bozukluklarına neden olduğu düşünülmektedir.

ANKSİYETE BELİRTİLERİ NELERDİR?

  • Özgüvensiz ve değersiz olduğunu düşünmek
  • Başkaları ile konuşmanın zor olduğuna inanmak
  • Toplum içinde konuşmaktan ve yemek yemekten çekinmek
  • Gergin, kaygılı, sıkıntılı ve tanımlanamayacak şekilde tuhaf hissetmek
  • İnsanların sözleri ile zihnini meşgul etmek
  • Çevreden kopmak, kaçmak istemek
  • Kas ağrısı çekmek
  • Hızlı nefes alıp vermek
  • Çabuk gerilmek
  • Titremeye, sallanmaya başlamak
  • Umutsuz hissetmek
  • Devamlı ağlamak istemek
  • Konsantre olamamak
  • Çabuk yorulmak
  • Uykusuzluk çekmek
  • Hatırlamakta zorlanmak

Üzüntülü durumlara yoğunlaşmak
 

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

  • Ayrılma olaylarına aşırı duyarlılık
  • Öfkeye ve bağımlılığa yatkınlık
  • Çocukluk döneminde fiziksel veya cinsel istismar
  • Stresli yaşam alanları
  • Sorunlu bağlanma şekilleri
  • Dağılma anksiyetesine yatkınlık

 

 

ANKSİYETE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

1.     Kaygı Bozukluklarında pek çok terapi yaklaşımı işe yarayabilir. Bunlardan bazıları: Psikodinamik Psikoterapi, Davranışçı Psikoterapi, Bilişsel Psikoterapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Varoluşçu Psikoterapi, Logoterapi, Şema Terapisi, Gestalt Terapi, Duygu Odaklı Terapi, Transaksiyonel Analiz Terapisi; İntegratif Psikoterapi ve diğerleri... ancak üstünde çok fazla araştırma yapıldığı için bu bozuklukların tedavisinde pek çok kaynakta özellikle fobilerin tedavisinde davranışçı terapiler, Bilişsel ve Bilişsel Davranışçı terapilerle ilgili bilgilere rastlanmaktadır.

2.     İlaç tedavisi: Çeşitli depresyon ilaçları (anti depresanlar), anksiyete tedavisi için anksiyete semptomlarının giderilmesi için kullanılmaktadır.

3.     Psikolojik terapi: Bilişsel davranışçı terapi ve konuşma terapisiyle, olumsuz düşüncelerin yerine olumlu düşünceleri koymayı öğrenmek mümkündür. Bilişsel davranışçı terapi, kişilerde anksiyeteye sebep olan düşüncelerin köküne inmeyi ve sorunun çözümü için farklı davranış alışkanlıkları edindirmeyi sağlamaktadır.

4.     Anksiyete tedavisi için bu yöntemlerden biri ya da ikisi bir arada da kullanılabilmektedir. Kişiye hangi tedavinin uygun olduğunu anlamak için doktor ve danışan birlikte karar vermektedir. Herkes için aynı anksiyete tedavisi uygun olmayabilir.

ANKSİYETE KRİZİ ANINDA NE YAPILMALIDIR?

Nefes egzersizleri: Doğru nefes almak, sakinleşme konusunda son derece etkilidir. Nefes egzersizlerini öğrenerek sakinleşmeyi ve yeniden odaklanmayı gerçekleştirebilirsiniz.

Ayağa kalkma ve vücudu dik tutma: Korku veya tehlike hissedildiğinde bilinçaltından gelen bir dürtüyle öne eğilerek kalbi ve akciğerleri koruma durumu oluşmaktadır. Ayağa kalkmak ve dik durmak, vücuda her şeyin normal olduğu mesajını vererek sakinleşmenize yardımcı olacaktır.

İçinde bulunduğunuz ana konsantre olma: Gelecek zamanda olacakları düşünmek yerine şimdi bulunduğunuz zamana odaklanın. Kaygılanmanıza neden olacak bir şeyin olmadığını kendinize hatırlatın.

Kendinizi meşgul edin: Anksiyete krizinin geldiğini fark ettiğiniz anda kendinize meşgul olabileceğiniz şeyler bulmaya çalışın. Yürüyüş yapmak, kitap okumak, film/video izlemek, kaygılı düşünce kalıplarından uzaklaşmanızı ve kontrolü elinize almanızı sağlamaya yardımcı olabilir.

ANKSİYETE (KAYGI BOZUKLUĞU) HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

Anksiyete olup olmadığı nasıl anlaşılır?
   Kas ağrıları, mide bulantıları, baş dönmesi ve ağrısı anksiyetenin belirtileri arasında yer alır. Bu tür durumları sıklıkla yaşıyorsanız, gidermek mümkün olmuyorsa anksiyete yaşadığınızın göstergesi olabilmektedir. 

Anksiyete ne kadar yaygındır?
   Anksiyete bozukluğu, dünya çapında görülme oranı %3.7 olarak bilinmektedir. 

Anksiyete krizi belirtileri nelerdir?
   Anlık olarak gelen kötü bir şey olacakmış şeklinde endişeli haller, sürekli terleme, ellerde titreme hali, nefes darlığı, odaklanma sorunları, huzursuzluk ve panik hali anksiyete krizi belirtileri arasında yer almaktadır. 

Anksiyete hangi yaşlarda görülür?
   Cinsiyet ayrımı olmaksızın herkeste görülebilen anksiyete bozukluğunun en önemli dönemleri 10-25 yaş aralığında olmaktadır. Düşük gelir seviyesi olan ve kadınlarda görülme sıklığı daha yüksek olabilmektedir. 

Anksiyete hiç geçmez mi?
   Anksiyete doğru tedavi yöntemi ile kontrol edilebilir duruma getirilebilmektedir. Tercih edilen ve önerilen anksiyete tedavi yöntemleri, konuşma terapisi, bilişsel davranış terapisi ya da ilaç tedavisi olabilmektedir.

 Anksiyete tik yapar mı?
   Anksiyetinin neden olduğu gerginlikten dolayı, tırnak yeme, dudak çiğneme ve ayak sallama gibi davranışlar ortaya çıkarak, zamanla bu durum tik haline dönüşebilir. 

Anksiyete neden gece olur?
   Gece ya da akşam zihin daha çok çalışarak, düşünme eğilimine girer ve sonucunda gerginlik yaratır. Bu sebeple anksiyetenin gece görülmesi normal olarak karşılanmaktadır. 

Anksiyete bozukluğunu ne tetikler?
   Anksiyeteyi tetikleyen nedenler arasında stres, genetik durumlar, kronik hastalıklar ve komplikasyonlar yer alabilir. 

Anksiyete unutkanlık yapar mı? 
   Anksiyetenin verdiği huzursuzluk, mutsuz olma hali, sinirlilik, kas gerginliği durumlarının yanında unutkanlık da görülebilmektedir. 

Spor anksiyeteye iyi gelir mi?
   Egzersiz ve spor sırasında vücuda yayılan kimyasallar, sakinleştirici bir etki yaratarak anksiyeteye karşı faydalı olmaktadır.  

Anksiyete kilo aldırır mı?
   Anksiyete yaşayan kişiler ruhsal açıdan etkilenerek, aşırı kaygı ve korku oluşturur. Değer kaybı oluştuğunu düşünen bu kişilerde aşırı kilo kaybı, mide bozukluğu, terleme görülebilmektedir. 

 

 

 

Buse Duran

Öğr. Gör. Uzman Klinik Psikolog

İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde lisans, İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji Anabilim Dalı, Klinik Psikoloji Programı’nda “Sosyal Kaygısı Olan ve Olmayan Bireylerde Erken Dönem Uyum Bozucu Şemalar ve Yakın İlişkilerde Bağlanmanın Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi” adlı teziyle Yüksek Lisans eğitimini tamamlamıştır. Şu an İstanbul Aydın Üniversitesinde Klinik Psikoloji alanında doktora eğitimine devam etmektedir. Akademik kitaplarda bölüm yazarlığı yanında ulusal ölçekteki akademik dergilerde makaleleri yayınlanmıştır. Ergen ve Yetişkinlerle çalışan Buse DURAN, aynı zamanda İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.